19 Aralık 2008 Cuma

Önsöz

İçimde durmak bilmeyen bir nehir var. Bu, öyle bir nehirdir ki gerçekleri yanında biraz daha laciverte çalar, kıvamı biraz daha koyudur. Çünkü meşe mazısından elde edilen asit ile içinde demir bulunan kimyasalların karışımdan oluşmuştur. Bu koyu nehrin her bir zerresi bir kalem yardımıyla yeni harfleri doğurur, harfler kelimeleri, kelimeler cümleleri oluşturur. Nehrin girdabında iyice karıştırılan cümleler bir anlam oluşturana kadar dönmeye devam ederler. Ta ki istenilen kıvamı tutturana kadar…

Kıvama gelmiş ve pişirilmeye hazır cümleler bir süre fırınlandıktan sonra sıcak sıcak gözlere servis edilir. Acele edip de tadacaklar için hemen belirtelim. Okuduğunuz her tat birbirinden farklıdır. Bazen bir müzik, bir film olarak gözünüzde canlanır, bazen eleştirel bir bakış açısı olur, dilinizi yakar. Bazense duygusal olur, yüreğinizi burkar.

Özetle içimdekilerin dışa vurumudur bu blog.

Yazması benden, okuyarak tatması sizden…

Kalemim sürçer ise affola…

E

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder