Hayvan Hakları
Dün gece, bir petshopdan satın
aldığımız sincap Alvin'i evine uğurladık, yani ormanına, yani
kendi yaşam alanına...Olması gerektiği yere... Öyle ki hayvan, o
kadar ağacı bir arada görünce ne yapacağını şaşırdı. Çünkü
tırmanması gerektiğini unutmuştu! Belki de hayatta onun için en
önemli hareketten artık ümidini kesmişti. Bilemiyorum artık!
Eskiden olsa petshopların
gerekliliğinden dem vurabilirdim. Bir kuş, bir balık hepimiz
edinmişizdir. Ya da kimbilir sevinsin diye babamız, annemiz,
arkadaşımız bize hediye olarak getirmiştir. Biraz sorumluluk
alalım, biraz o hayvan hakkında bilgi edinelim, belki de hayvan
sevgisini unutmayalım diye...
Buraya kadar iyi hoş... Saatlerce
suyun içinde yüzen rengarenk balıkları izlemek insana güzel bir
dinginlik veriyor. Su altında bu kadar kalıp izleyemeyeceğimize
göre...Ya da tropikal bir papağanla birkaç cümle sohbet etmek
hepimizin hayalidir. Başaranlarımız da olmuştur. Muhabbet kuşumuz
Çakıl, 'Oynama şıkıdım şıkıdım' diyerek pek de güzel anıya
imza atmıştı mesela :)
Sonra baktılar ki yok maması, yok
ilaçları derken ciddi paralar kazanılıyor. Köpek ve kedi
türlerinde artış oldu. Küçücük kafeslere tıktılar
hayvanları...Hatta hoş görünsün diye neon bile koydular cam
kafeslerin içine! Tabi ki çeşit çeşit mamalar, vitaminler,
tasmalar rafları doldurdu. Para katlanarak kasadaki yerini aldı.
Baktılar ne yapabiliriz diye? Akıllarına daha önce 'Bu da
beslenir mi? dedirten hayvan türleri gelmeye başladı. Tarantula,
yılan, pirana, timsah...Hangi insan evladı bu hayvanları
beslemekten zevk alırdı ki! Macera ve gösterişten başka birşey
olmasa gerek!
-'Bak ben ne kadar da korkusuzum, hatta
elime bile alabiliyorum bu yılanı...
-'Ayyy, ısırdı!'
-'Ambulans!!!! Yetişin!!!
Ölüyorum....'
Geçmiş olsun sana arkadaşım, belki
o yılanın zehri senin kibirini ve bencilliğini felç eder de aklın
bir parça yerine gelir!
Ve... Yeni moda da bu olsa gerek, asla
kafeste olmaması gereken o güzelim sincaplar... Ne işi var onların
orada? Koşup zıplaması gerekirken, tıkış tıkış, aç ve susuz
kalmışlar, sıcağa da koymuşlar hayvanı...Utanmadan 'Zaten biz
onu geri İzmir'e gönderecektik, satılmadı da...' diyen gevrek
konuşmalar!
Utan be adam, utan!!! Zavallı
hayvanlara işkence ettiğin yetmemiş, bir de acındırma
politikasıyla güya % 50 iskonto yaparak hayvanı satmaya
çalışıyorsun. Gördüm ben senin gözünde dönen o
yeşillikleri!!!!
Petshoplar, kamuoyunda da oldukça
geniş yer almaya başlandı. Çünkü gerçek hayvan severler bu
işkencelere daha fazla katlanamamakta! Zaten beslenmesi gereken bir
sürü hayvan var, işkencelerden kurtarılması gereken bir sürü
hayvan var memleketimde... Evimizde bir sürü yemek artığı
oluyor, paşa paşa veririz temiz kaplarda, sularını da ihmal
etmeyiz köşe bucaklarda... Ohh, mis! Bu kadar basit aslında... Hem
yemek ziyan olmuyor, hem bir hayvanın hayatı kurtuluyor...Daha ne
ister insan!
Sözüm bu noktada anne ve babalara...
Sevgili Anne, babalar!
Çocuklarınıza sorumluluk aşılayalım
derken bilin ki o hayvana yine sizler bakacaksınız. Tatile giderken
hayvanı bırakacak bir yer bulamayacak, sıkıntı çekeceksiniz. O
da insanlar gibi hastalanacak, gözünüzün önünde kusacak,
tüyleri dökülecek ve siz ne yapacağım diye şaşırıp
kalacaksınız. Sokaklar bakılamadığı için bir sürü hayvanla
doldu kaldı. Belediyeler de hayvan barınaklarıyla halletmeye
çalışsa da yeterli değil, onların doğal yaşam alanlarına
ihtiyacı olduğunu unutmayın. Kafesler ya da çöplükler değil!
Hoş, insanın insan üzerinden para
kazanıldığı bir dünyada 'Hayvanın üzerinden haydi haydi para
kazanılır' dediğinizi duyar gibiyim.
Ne diyeyim,
Allah akıl fikir versin!
E
Not: Resim artık özgürlüğüne kavuşan sincap Alvin'e ait. Yeni hayatında mutluluklar dileriz :))) Ve seni bu şarkıyla evine uğurluyoruz sincap Alvin;
https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=5kuq42qcXUA