2 Eylül 2014 Salı

Sevince




“Ruhun yükselir, onu düşündüğünde...
Kırlara çiçek açma zamanı gelmiş gibidir, tomurcuklar belirdiğinde
Tüm şefkat duyguları canlanmıştır, sessizce,içinde...
İnsan ne de güzelleşiyor, doyasıya sevildiğini bilince”

Kalpleri saran hatta kabına sığmayan duygunun adıydı sevgi. Basma kalıp düşünceler son bulmuş, taşlaşmış tüm duygular da yitip gitmişti. Özü sevgiyle dolmuştu tüm canlıların. Olması gerektiği gibi... Kayda değer bir değişim yaşanmaktaydı. Zaman, sade ve sessizlik hükmündeydi ama ya kalpler! Kalpler, birer çağlayan olup akmaktaydı, sevinçle... Sessiz sedasız geçen günlerden eser kalmamıştı. Kah dolup kah boşalan bir su değirmeniydi sanki, önüne geçen her şeyi tamir edercesine şifalıydı üstelik. Ne hoş bir duyguydu bunu yaşamak!

Zarafetli bakışlar geri gelmişti. Hiç olmadığı kadar mutluluk hüküm sürmekteydi, sarı kantaronların zamanıydı belli ki. O kadar muhteşem, bir o kadar da insanın aklını alan zamanlardı ki, insanın içinde 'Acaba, bu bir rüya mı?' deyip, öyleyse bile uyanmayası geliyordu. İnsan, bir kereliğine de olsa dünya telaşını bir kenara bırakabiliyordu. Varsın, her şey kül olsundu. Umurda olmazdı dünya, böyle bir zamanda. Hafif bir meltemde sallanan yapraklar gibi, salıncakta sallanan bir çocuk gibi, çayırlarda alabildiğine koşan bir at gibiydi yaşamak! Hür olmanın tam tanımıydı belki de, hiç olmadığı kadar.

Sadeleşen duyguların zamanıydı artık. Hiç bir kargaşaya gerek duyulmuyordu. Olabildiğine basitti hayat. Olabildiğine huzurlu... Hiç bir sıkışmışlık hissi de yoktu. Dar gelmiyordu artık dünya, sadece kalplerin sesi, o kadar!

Bu duyguyla yaşamak, yeniden doğmak gibiydi. Sıfırdan, hiç hatasız, yalansız, dolansız... Katmerle açan sadece güllerdi insanın içinde. Rengarenk pembelerin, kırmızıların açtığı, enfes kokuların yayıldığı zamanlardı. Kehribar renginde, kesinlikle bir kızılcık şurubu tadındaydı hissedilen. Yaşamaktı dostum bunun adı, yaşamak!Gerisi tam bir hikaye...

İnsanın çok istediği şeyler vardır ya hayatta, sık sık dile getirilir özellikle dualarda. Ne olur denir, hayırlısıyla olsun diye yalvarılır Allah'a. Gün gelir kabul olduğunda başlanır yeni hayata. Milattır çünkü, sıfırdır her şey. Yeni biçilmiş çim kokusunda, fırından yeni çıkmış ekmek tadında, bir bebeğin gülümsemesinde, bir şarkının ilk nağmesinde... İşte bu noktada, her şey sevgiyi hatırlatır. Tatlı bir gülümseme yayılır neşe dolu bedenlere.

En önemlisi nedir denirse, hayata daha bir sıkı sarılmadır. Neden dünyaya gelindiğini yürekten hisseder ve akabinde de bolca şükredilir. Yoktur daha ötesi...

Öyleyse...
Şükürler olsun Allah'ım, verdiğin nimetlere, sağlık ve afiyete.
Ve en önemlisi, hissettirdiğin sevgiye...

tuğba ünsal
2.9.2014
10:10

Not: Fotoğrafı, evim Denizli'de çekmiştim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder