13 Ocak 2009 Salı

Renkler


Boşlukta bir renk fark edilmeye başlar. Ateşten yapılmış izlenimini uyandıran bu renk, görme sinirlerinize yavaşça dolar, hafiften yakmaya başlar. İçinizin giderek ısısı artar, yükselir, yükselir… Öyle bir an gelir ki o ateş topunu yuttuğunuzu sanırsınız. İşte, kırmızı böyle bir renktir, hem bakmaya korkar, hem bakmaktan kendinizi alamazsınız.
Rengin içine biraz sarı ilave ederseniz, illüzyon etkisi yaratan turuncuyu elde edersiniz. Birden çok görünmek istediğiniz o anlarda turuncu yardımınıza koşar. Aslında varlığınız bir iken turuncu sizi, etrafınızda bir sürü ayna varmış da sizi birden çok yere yansıtıyormuş izlenimini verir, çoğaltır, bereketlendirir. Yaratıcılığınız için bulunmaz bir fırsattır.

Sonra turuncu, kırmızı pigmentlerinden ayrılıp sararmaya başlar. Gittikçe koyulaşan bir renk alan sarı, sizi uçsuz bucaksız papatya tarlalarına götürür. Papatyanın içindeki tüm sarılar güneşten aldığı ışınlarla içinize dolar ve siz yine sarıyla ısınırsınız. Ama bu sefer ısıtma çok kalıcı olmaz, bir an içinizden gelir, geçer…

Sarı içinizde dolaşırken, mavi bir fırtınaya yakalanır. Rengi yeşermeye başlar. Dallarından köklerine kadar yeşeren bir ağaç olarak içinizde var olmaya başlar. Ağaç yeşerdikçe siz yeşilin kokusunu duyarsınız, mis gibi yaprak kokar, doğa kokar. İçinizde yeşeren bahçe sonsuzluğa uzanır, etrafına huzur saçarak…

Ağaç silkinir, maviye dönüşür. Huzur, kendini maviliğe teslim eder, sonsuz mutluluğu yakalaması için… Çünkü bilir ki insan, mutlu olduğu zaman daha verimli olur, daha pozitif olur, parlamaya başlar. Okyanuslardan ilham alarak rengi gittikçe daha koyulaşır, laciverte kayar. Ta uzaklardan görülebilmek için…

Öyle kırılgandır ki insanın ruhu, en küçük bir olumsuzlukta rengi mora çalar. Kendini içine kapatır, dünyaya küser. İçinde ne sonsuza uzanan bir ağaç, ne gülümseyen papatyalar kalır. Uçurumun kenarında, insanlık için yeni umut görebilir miyim diye uzaklara bakar da bakar.

Oysa İnsan, kendine şöyle uzaktan bakabilseydi içine doğru akan gökkuşağını görür, doyasıya içine dolmasına izin verirdi.

Ve tüm insanlık barış içinde yaşayıp giderdi.

E

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder