Tomurcuk ve Bulut
Seneler sonra yine bir pazar akşamında
Kardelenlerin açtığı mutlu bir gün
ışığı kalmıştı
Sarı sandaletlerini giymiş bir kız
çocuğu
Parka gitmiş usul usul bebeğiyle
oynamaktaydı
Sıra selviler de yanı başında
gülümsemekteydi
Yapraklarını birbirine değdirerek
çıngırak misali
Ona sevgiyle eşlik etmekteydi
Sararmış hüzünler de yerini umuda
bırakmışlardı
Çünkü...
Kalpten kalbe akış yeniden
başlamıştı,
Yeni tomurcuklanan bir gül gibi...
Her kışın kendini saklaması nasıl
mecburi ise
Her baharın kendini açması gibi bir
şeydi hissedilen
Kozalağından doğmuş bir çam fidesi
gibi...
Düşmek ne kadar doğal ve gerekli ise
O olmadan yükselmesi de mümkün
değildi insanın
En nihayetinde...
Buhar olup yükselen su tanesinin,
Yağmur olup toprağa düşmesi
gerektiği gibi...
Yalnız...
Tüm bu olanların ışığında,
'Arda kalan düşünce nedir?' diye
sorulacak olursa,
İçin rahat bulutlara çıkıp
oynayabilmek için
Şehrin ışıklarının iyi yanıyor
olduğundan
Emin olunması gerektiğiydi!
23.02.2014
10:12
tuğba ünsal
Not: Resim, internetten alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder