Ruhu kanatlandıran…
Bugün nasıl diye baktım bir kendime… Kaybolmuş mu bulacaktım yoksa neşe içinde dans ederken mi? Fısıltılarla baş başa mıydı yoksa gönlü gark olmuş uçsuz bucaksız uzay manzaraları karşısında ne olacağını hiç düşünmeyen?
Baktım, bir müzik tınısı içinde kaybolduğumu anladım. Müzik başlayınca beynim başka bi,r frekansa geçiyor gibi. Ayrıca sanatla yoğurulmuş bir kalp taşıdım hep içimde. O yüzden bu kaybolmalar zor değil, benim için. Zorlukları yenebilmemde de en büyük araçlardan biri müzik. Allah’ın onu neden yarattığını çok daha iyi anlıyorum artık. Sıkıntıları gideren en iyi arkadaşlardan biri o bence.
Bir yandan rahatça düşünmemi sağlıyor, zira kafam rahatsa stresten uzağım demektir. Stres beni bloke ediyor çünkü. Rahat düşünemiyorum, her insan gibi.
Herhangi bir şey hayal etmemde de en büyük kolaylık müzik. Düşünceler oradan oraya savrulmuyor. Bilakis adeta dans ediyorlar. Bu da benim hayal gücü kapasitemi arttırıyor.
Tuhaf bir şekilde müzik, yazmamı da kolaylaştırıyor. Ama her ezgi değil. Bazı ezgiler resmen içimden kelimelerin dökülmesini sağlıyor. Şaşırtıcı ama gerçek, bu benim için.
Yazmak güzel şey. Sadece başına oturup içinden geldiği gibi yazmak gerekiyor. Korkmadan, hiç canını sıkmadan yazmak…
Düşününce insan bir tuhaf oluyor. Zira, insan yazmaya başlayınca içinde neler olduğu ortaya çıkıyor. Daha önce hiç düşünülmemiş, hayata dökülmemiş cümleler… Bilinçaltından fırlayan, uzun zamandır kullanılmamış kelimeler… O yüzden belki hep yazmak gerekiyor. Düşüncelerin hangi yolu takip edeceği önemli değil. Önemli olan onların içten dışarıya çıkması. Belki de ilham dedikleri böyle bir şey olsa gerek. Kim bilir!
Belki de yeni bir tını, beyinde yeni yollar açtığı için daha önce düşünülmeyen kelimelerin ortaya çıkmasına sebep oluyordur. Neden olmasın. Sevdim bu düşünceyi. Yollar ne kadar gidilip gelinirse beyin damarları bir o kadar sağlamlaşıyordur. Bu da yazmayı kolaylaştırıyordur. Olamaz mı? Olabilir.
Bir de sanki müziğin tınısına göre kelimeler şekilleniyor gibi. Her farklı tını, farklı kelimeleri çağrıştırıyor ya da titreştiriyor diyelim. Müzik, insanın ruh halini değiştirdiği için yazdığın yazı da o duyguları yansıtan kelimelerden seçiliyor. Bu düşüncem, belki de daha önce ispatlanan bir teori olabilir. Olsun. Yine de bunu öncelikle benim kendim için keşfetmem önemli.
Mesela iki ayrı piyanist olsun. İkisi de aynı şarkıyı icra etsin. Biri çalarken ruhun kanatlanır, biri çalarken sıkılırsın. Burada duyguyu verebilen kazanıyor diyebiliriz.
Yazmak da yanı, bir tabloyu resmetmek de aynı…
Kendini geliştirmenin adı buysa, kullanalım şu beyin hücrelerini… Hiç keşfedilmemiş yerlerine ulaşalım. Tıpkı evrende ulaşamadığımız noktalar gibi…
Bir öğretmenimin dediği gibi gerçekten evren içimizdeymiş.
Bu da ayrı bir yazının konusu olsun.
E
23.08.2025
12:38
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder