8 Ocak 2013 Salı

Yoksulluğa bir çare bulunmalı!



Yoksulluğa bir çare bulunmalı!                                                                                                                           

Bu yazıyı yazmamda bana ilhamın, kedim 'Tekila' olduğunu belirtmek isterim. Sabah işe giderken her gün üşenmeden beni geçirmeye gelen kedimi ben de kucağıma alarak onu onurlandırmaya çalışırım. Bilirim ki sıcağı seviyor. Ama bugün ilk defa bir kedinin de soğuktan zangır zangır titrediğine şahit oldum. Hem de tüm kemiklerini hissettirecek kadar... Öyle üzüldüm ki anlatamam. Gözümüz gibi bahtığımız hayvanlar böyle ise sahipsiz olan hayvanlar ne haldedir, kim bilir?

Ardından kimsesiz insanları düşündüm. Aç yatan, soğuktan üşüyen çocukları düşündüm. Bir canım yandı ki, sormayın. Ve bu çağda hemen hemen her şeye çare bulup da yoksulluğun çaresini bulamamış olmamız beni gerçekten sinirlendirdi.

Eminim, bugüne kadar pek çok idealist insan, bu konuya kafa yormuştur. Ve pek çok insan tarafından da alaya alınan bir konudur. Zira bu tür insanlar bu konuların ütopik olduğunu, değiştirilemez, ulaşılamaz olduğunu söylerler. Hep istenmiştir ama asla yapılamazdır onlar için... Geçmişten geleceğe şöyle bir bakıldığında teknoloji olarak ilerlediğimiz gözlense de hala yoksulluğa bir çare bulamadığımızı üzülerek görmekteyiz. Eskiye göre biraz daha bilinçlenme var, insanlar hala bu konu üzerinde düşünüyor, bir takım adımlar atmaya çalışıyor ama yeterli değil.

Bilinç demişken insanlar öncelikle kendi için düşünmeyi bırakıp global olarak düşünmeye sevk etmeliler bence kendilerini... Büyük bir şirketiniz de olsa her zaman diğer insanlar şu veya bu şekilde ihtiyacınız vardır. 'Param var, etliye sütlüye karışmam' yaklaşımları doğru olmadığı gibi 'Benim kendime hayrım yok, başkasına nasıl olsun.' yaklaşımları da yanlıştır.

O yüzden fikir üretelim ki bu fikirler bir araya geldiğinde bir işe yarasın, sorunlar ortadan kalksın, yoksulluk ve savaş ortadan kalksın. Çünkü bilindiği üzere savaşın esas sebebi yine yoksulluktur. Yoksulluk ortamında doğup büyüyen çocuğun ne doğru düzgün bir eğitim alması sağlanabilir ne de vizyonunun gelişmesinden bahsedilebilir. Doğal olarak kendini yetiştirememiş, algıları açılamamış bir çocuk ilerde başka beyinler tarafından yönlendirilmeye mecbur kalacak, düşünmeyi bilmediği için kendini başkalarına köle olmaktan kurtaramayacaktır. Ve belki kendini, kendi vatanına ve kendi halkına karşı 'Savaş' ederken bulacaktır.

Dünyadaki herkesin birbirine muhtaç olduğu kabul edildiği an, o zaman barış ve yoksulluk için çareler türetilebilecektir. 'Herşeyi kendim için yapıyorum'dan ziyade 'Bu işi de komşum yapsın o kazansın' türünden zihniyetler geliştikçe ya da büyütelim, 'Biz ülke olarak bunu karşılayamıyoruz, siz yapın siz kazanın' türünde ortaklıklar kurulduğunda bu işlerin çözüleceği kanaatindeyim.

Kediden çıkıp beni buraya sürükleyen esas fikrim ise şu;

Devletler, Afrika'ya küçük evler inşa edip kış aylarında ısınma problemi çeken insanları buraya gönderebilirler mesela... 'Onun yerine devlet bu insanlara yakacak yardımı yapar, daha kolay olur.' derseniz bu durumdan Afrika'daki insanların yararlanmadığını göreceksiniz. Çünkü onlar da bu sayede para kazanıp rüyalarında bile göremedikleri yiyecekleri satın alabilecek, sağlıklı bir yaşama kavuşmuş olacaklar. İki taraf da kazanmış olacak. Elbette fikir geliştirilebilir. Bu sadece bir kediden aldığım ilhamın ürünü...Hepsi bu!



Fikirler geldikçe buradan paylaşmaya devam edeceğim, hayal kurmaya ve fikir üretmeye devam...

Unutmayın etrafınızı geliştirirseniz siz de gelişirsiniz...

Sevgiler :))


Resimdeki cam tasarım Tuğba Ünsal ve Efruze Cam Tasarım'a ait.
'Dünyayı çocuklar kurtaracak' /Children will save the world'
(Kuma döküm ve alev sanatı /Sand Casting& Lampworking)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder