Yoksulluğa bir çare
bulunmalı!
Bu yazıyı yazmamda bana ilhamın, kedim 'Tekila' olduğunu belirtmek isterim. Sabah işe giderken her gün üşenmeden beni geçirmeye gelen kedimi ben de kucağıma alarak onu onurlandırmaya çalışırım. Bilirim ki sıcağı seviyor. Ama bugün ilk defa bir kedinin de soğuktan zangır zangır titrediğine şahit oldum. Hem de tüm kemiklerini hissettirecek kadar... Öyle üzüldüm ki anlatamam. Gözümüz gibi bahtığımız hayvanlar böyle ise sahipsiz olan hayvanlar ne haldedir, kim bilir?
Ardından
kimsesiz insanları düşündüm. Aç yatan, soğuktan üşüyen
çocukları düşündüm. Bir canım yandı ki, sormayın. Ve bu
çağda hemen hemen her şeye çare bulup da yoksulluğun çaresini
bulamamış olmamız beni gerçekten sinirlendirdi.
Eminim,
bugüne kadar pek çok idealist insan, bu konuya kafa yormuştur. Ve
pek çok insan tarafından da alaya alınan bir konudur. Zira bu tür
insanlar bu konuların ütopik olduğunu, değiştirilemez,
ulaşılamaz olduğunu söylerler. Hep istenmiştir ama asla
yapılamazdır onlar için... Geçmişten geleceğe şöyle bir
bakıldığında teknoloji olarak ilerlediğimiz gözlense de hala
yoksulluğa bir çare bulamadığımızı üzülerek görmekteyiz.
Eskiye göre biraz daha bilinçlenme var, insanlar hala bu konu
üzerinde düşünüyor, bir takım adımlar atmaya çalışıyor ama
yeterli değil.
Bilinç
demişken insanlar öncelikle kendi için düşünmeyi bırakıp
global olarak düşünmeye sevk etmeliler bence kendilerini... Büyük
bir şirketiniz de olsa her zaman diğer insanlar şu veya bu şekilde
ihtiyacınız vardır. 'Param var, etliye sütlüye karışmam'
yaklaşımları doğru olmadığı gibi 'Benim kendime hayrım yok,
başkasına nasıl olsun.' yaklaşımları da yanlıştır.
O
yüzden fikir üretelim ki bu fikirler bir araya geldiğinde bir işe
yarasın, sorunlar ortadan kalksın, yoksulluk ve savaş ortadan
kalksın. Çünkü bilindiği üzere savaşın esas sebebi yine
yoksulluktur. Yoksulluk ortamında doğup büyüyen çocuğun ne
doğru düzgün bir eğitim alması sağlanabilir ne de vizyonunun
gelişmesinden bahsedilebilir. Doğal olarak kendini yetiştirememiş,
algıları açılamamış bir çocuk ilerde başka beyinler
tarafından yönlendirilmeye mecbur kalacak, düşünmeyi bilmediği
için kendini başkalarına köle olmaktan kurtaramayacaktır. Ve
belki kendini, kendi vatanına ve kendi halkına karşı 'Savaş'
ederken bulacaktır.
Dünyadaki
herkesin birbirine muhtaç olduğu kabul edildiği an, o zaman barış
ve yoksulluk için çareler türetilebilecektir. 'Herşeyi kendim
için yapıyorum'dan ziyade 'Bu işi de komşum yapsın o kazansın'
türünden zihniyetler geliştikçe ya da büyütelim, 'Biz ülke
olarak bunu karşılayamıyoruz, siz yapın siz kazanın' türünde
ortaklıklar kurulduğunda bu işlerin çözüleceği kanaatindeyim.
Kediden
çıkıp beni buraya sürükleyen esas fikrim ise şu;
Devletler,
Afrika'ya küçük evler inşa edip kış aylarında ısınma
problemi çeken insanları buraya gönderebilirler mesela... 'Onun
yerine devlet bu insanlara yakacak yardımı yapar, daha kolay olur.'
derseniz bu durumdan Afrika'daki insanların yararlanmadığını
göreceksiniz. Çünkü onlar da bu sayede para kazanıp rüyalarında
bile göremedikleri yiyecekleri satın alabilecek, sağlıklı bir
yaşama kavuşmuş olacaklar. İki taraf da kazanmış olacak.
Elbette fikir geliştirilebilir. Bu sadece bir kediden aldığım
ilhamın ürünü...Hepsi bu!
Fikirler
geldikçe buradan paylaşmaya devam edeceğim, hayal kurmaya ve fikir
üretmeye devam...
Unutmayın
etrafınızı geliştirirseniz siz de gelişirsiniz...
Sevgiler
:))
Resimdeki cam tasarım Tuğba Ünsal ve Efruze Cam Tasarım'a ait.
'Dünyayı çocuklar kurtaracak' /Children will save the world'
(Kuma döküm ve alev sanatı /Sand Casting& Lampworking)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder