Nasıl
ki insan sevdiği zaman karşısındakinin eksikleri görmez ise
insan diğer insanların da yaptığı yanlışları aynı
perspektifle görebilmeli ve kolaylıkla bertaraf edebilmeli. Çünkü
her insan zayıftır ve zaafları vardır. Bunu inkar edebilecek bir
kişi var ise buyursun geçsin karşıma, bir güzel konuşalım.
Çok
az bir istisna dışında herkes ailesini sever. Ne kadar kavga
gürültü çıksa da bir bakmışsınız tüm ev süt liman olmuş.
Çünkü insan sevdiklerini öyle kolay bırakamaz. Çünkü
içeriğinde emek vardır, özveri vardır, anlayış vardır. Kolay
değildir öyle vefasız olmak! Vicdana her zaman yenik düşülür.
Bu hep böyleydi, böyle de olacaktır. Bunu duyguyu yaşamamış
biri varsa buyursun geçsin karşıma, anlaşalım.
Konuyu
biraz daha genişletelim şimdi. Aileden komşulara, oradan
akrabalara ve tüm tanıdıkları da şöyle bir kapsadıktan sonra
mevzuyu vatana getirirsek eğer, temelde değişen hiçbir şeyin
olmadığı görülecektir. İnsanlar daha kalabalıktır, hatalar da
aynı oranda büyümüştür. Kargaşa da aynı şekilde büyümüş
olabilir. Ama çekirdekte yatan düşünce burada da iş görür.
Seviyorsan akran ve akrabalarına, tüm hemşerilerine ve ülkene aynı bakış açısıyla bakmak gerekir.
“Nasıl olacak?” diyenler buyursun gelsin karşıma, enine boyuna tartışalım.
Zira
temelde insan aynı, duygular aynı... Özümüzde hepimiz aynı
yaratılmışız. Aynı nurdan gelme değil miyiz? Nasıl farklı
olalım? Düşünce kalıplarımız farklı gibi görünüyorsa o
zaman empati duygumuz devreye girmeli. Farklıysak, farklı evlerde
farklı düşünce kalıplarındaki insanların etrafında
yaşadığımız içindir. Herkes başkalarından öğrendiği ve
üzerine giydiği bu düşünce kalıplarını birbirine satmaya
çalışıyor. Aslında hepimiz birer “Pazarlamacı” olmuşuz da
haberimiz yok.
-Yanlışsın.
diyeniniz varsa buyursun geçsin karşıma, orta yolu bulalım.
Hepimizin
“Yol”u bir. Ve bu iyilik içeren bir yol. Tüm kalbimle inanıyorum ki dünyanın en kötü
insanı bile çocuğuna onun iyiliği için öğütler veriyordur.
Çünkü insanın doğasında %100 iyilik olamayacağı gibi %100
kötülük de yoktur. İşte amaç bu iyilikleri yakalayıp orta yolu
bulabilmekte...
Ne
kadar kolay değil mi karşımızdaki insanın kötü yanlarını
görebilmek. Onu ifşa etmek için adeta birbirimize yetiştirmek
hatta bu konuda yarışmak. Burada hemen üç temel yanılgıdan
bahsetmeliyim:
- Birisi hakkında yapılan dedikodu olay çarpıtmadan anlatsak bile özümüzü kirletmiş oluyoruz. Çünkü müneccim değiliz ve insanların aslında içinde gizlediği niyeti bilemeyiz.
- Birisi hakkında yargıya varmamız temelde yanlıştır. Allah bile ahirete kadar karar vermiyor ki bize ne oluyor? Yargıç olmak istiyorsak bi zahmet hukuk fakültesine yazılalım.
- Birisi hakkında bu kadar konuşmamız acaba onu kıskandığımız ya da çekemediğimiz için olabilir mi? Rakip mi gördük yoksa? İçimizdeki o kocaman egoyla bir konuşalım bakalım.
İnsanın
en iyi silahları; iyi niyeti, barışı istemesi, kendi için
istediğini başkası için de istemesi ve en önemlisi affetmek olmalıdır. Bu kabul
gördüğünde gerçek barış sağlanmış olacak ve yaşadığımız
topraklara huzur gelecektir. Bunu istemeyen varsa bi zahmet karşıma
bile çıkmasın. İnsanım, Allah muhafaza kelimelerim kurşuna döner,
yaralanırsın, üzülürüm.
İçimizdeki
sağduyuya ve ne olursa olsun sevme fikrine sahip çıkalım. Bir de
anlayıp bilmeden gaza gelmeyelim, araştıralım. Tek istediğim bu.
Sevgiyi, iyi niyeti, kardeşliği, paylaşmak isteyen kim varsa kapım
her zaman açık. Buyurun gelin yanıbaşıma, birer kahve içelim :)
tuğba
ünsal
10.09.2015
12:05Not: Fotoğrafı, Servergazi Tepesi, Denizli'de çekmiştim.