Çoğu
insanda olduğu gibi nereden nereye gelindiğinin hikayesidir benimki
de... Kimya okurken neden takı tasarıma ilgi duyduğum, kütüphanede
finallere çalışmam gerekirken neden astronomi dergilerini
karıştırıp akabinde sınıfta kaldığımın hikayesidir belki
de... Çok fazla alana ilgi duyup, içimde bir güzel karıştırdığım
ve en nihayetinde kendimi bulmamın hikayesidir kesinlikle...
Aslen
içimdeki üretme isteği çocukluktan kalmadır. Deneysel ve bir o
kadar da yeni şeyler keşfetmem gerekliliği içimde sürekli beni
kışkırtmaktaydı. Halen daha öyle... Neden kimyayı ve sanatı
seçmiş olmamı da bu içsellik açıklıyor sanırım. Yeni şeyler
öğrenme açlığım sanırım hiç geçmeyecek. Geçmesin de!
Denizli'deki
hikayem kimya öğretmenliği, 2004 yılında takı tasarım atölyesi
ve akabinde dönüşen bir cam atölyesiyle başladı herşey. Ama
herkes gibi cama başlamadan önce seramik işin içine girmişti
hayatıma... İnsan sanat okulundan mezun olmasa bile nereden
başlaması gerektiğini yine bu içsellik söylüyor sanırım.
Arada seramik hamurunu elime alıp oynamak hala zevklidir benim
için...
Cama
başladığımda bir savaşa girdiğimin çok farkındaydım
aslında...Cam ile benim aramda bir savaştı bu. Elbette hep onun
sözü geçiyordu başlarda... Hata yaptığımda ise elime 'Cısss'
diye dokunuyordu. Bir öğretmenin öğrencisinin uyardığı gibi...
Daha dikkatli olmam daha kendine odaklanmam gerektiğini fısıldıyordu
hep. Dokuz yılın sonunda bazen yenebiliyorum onu... Ama fazla
değil!
Bugünlere
gelirsek sanırım cam konusunda literatüre geçmek üzereyim.
Geliştirdiğim tekniğe 'Mandrel üzerinde serbest şekillendirme'
adını vermiş Anadolu Üniversitesi Cam ve Seramik Bölümü
öğretim üyesi... Onur duydum. Tüm kalbimle de buradan kendisine
teşekkür ediyorum.Tezinde yer vereceği bu teknik umarım vatana
millete hayırlı olur.
Tekniğin
çıkma sebebi hikayeler... Çocukken okuduğum masallar ve çizgi
filmlerin etkisi ile sanki bir çocuğun hamurla elinde
şekillendirdiği gibi ben de elde şekillendirilmiş cam objelerle
hikayeler yaratıyorum. Bu objeleri birleştirip genelde de kolyeye
dönüştürüyorum. Elbette her hikayede olduğu gibi bu hikayelerin
de bir ana fikri var;
'Doğayı
ve hayvanları sevelim'
'İnsanları
sevelim. Daha iyi bir insan nasıl olabiliriz?' gibi...
Genel
söylemek gerekirse insanı mutlu edecek ve onun refahını
sağlayacak her türlü fikir bana ilham verir. Yapmaya çalıştığım
kesinlikle, iyiliği ve dürüstlüğü aşılayarak insanlar için
mutluluğun kapısını açmak... Hem de sonuna kadar!
Tekniği
özetlemek gerekirse eğer; mandrel dediğimiz cam boncuk yapımında
kullanılan çelik çubuk üzerinde heykel boncuklar yapıyorum.
Heykele önden bakıldığında hiçbir delik görünmemekte... Fakat
yandan görülebilen delik sayesinde istenirse heykel, bir boncuk
gibi ipten geçirilerek takıya dönüşebiliyor. İster evinizin bir
köşesinde, ister çerçeveleyip duvarınızda, isterseniz de
boynunuzda şık bir kolye oluyor.
Sonuçta
çıkan ürünümüz tavlanmak için fırına koymaya gerek
duyulmadığı için hem zamandan hem de enerjiden tasarruf sağlıyor.
Kısaca söylemek gerekirse endüstriyel tasarıma uygun hale geliyor
camımız.
Bunun
yanında aileden gelen genlerin isteği üzerine biraz resme
başladım. Amaç yine Türkiye'ye yeni bir değer katabilmek...
Bunun için Celal Günaydın'dan aldığım desen dersleri yardımcı
oldu. Soyut Ekspresyonizm, Kübizm ve Orfizm akımlarının birleşimi
gibi görünen tablolarım, mümkün olan her ton akrilik boyanın
soyut çizilmiş desenler üzerine aktarılmasından oluşuyor. Her
bakanın kendi ruh haline göre şekillenen bu çizim ve renkler
aslında bakanın hayal gücünü arttırmayı amaçlıyor. İleride
Otistik ve odaklanma problemi olan çocukların iyileştirilmesine
yardımcı olacağı inancındayım.
Elbette
tablolar yine kendi yaptığım cam ve seramik objelerle
tamamlanmakta... Sanırım 'İçinde cam olmayan benden değildir'
diyebilirim.
Bu
arada camın farklı bir tekniği üzerinde yoğunlaşmak amacıyla
yine Cam Ocağı Vakfı'na giderek İtalyan sanatçı Pino
Cherchi'den kuma döküm tekniğini öğrendim. İlerde bu tekniği
kullanarak cam ile resmi birleştirmeyi ummaktayım.
Malum
hikayelere olduğu kadar yazmaya da merakım var. Dolayısıyla bu
yıl içinde 5 yıldır hala bitiremediğim romanım ve şiir
kitabımı bitirmeyi tasarlıyorum. Bir de sergi açabilirsem
muhteşem olacak.
Cam
boncuk kursları yanında seramik dersleri için Efruze Cam Tasarım'ı
ziyaret edebilirsiniz. Bir kahveyle başlayacak arkadaşlıkları ve
sohbetleri ne kadar çok sevdiğimi söylemek isterim.
Yeni
yazılarımla yine 'Ve Kadın' dergisinden buluşmak üzere...
Sevgiyle
kalın.
:)
Not: Resimdeki tasarımımın adı 'Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'
Not: Resimdeki tasarımımın adı 'Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler'