Kalkmalıydı artık, ne de olsa İstanbul’un en büyük hamamını yaptırmıştı kendi adına. Mimar Sinan yine ne iyi iş çıkarmıştı! Kendisine ayrıca bugün için özel bir hediyesi olduğundan da bahsetmişti. İçin için merak ediyor, sabırsızlanıyordu. Hemen kalkıp yeni diktirdiği kaftanını giydi ve avluya çıktı. Sarayda telaş çoktan başlamıştı.
Kalabalık arasından sevgili kocası, o yüce insan ona doğru geliyordu. Eski günlerdeki gibi içinde bir heyecan duydu, ona sevgisi hiç azalmamıştı ki! Avludan yavaşça indi ve ona doğru yürümeye başladı. Göz göze geldiklerinde zaman sanki durmuştu. Birbirlerine yaklaştılar. Tek kelime bile etmeden Kanuni, elindeki hediye paketini sevgili Roxelanne’ine, saraydaki adıyla Hürrem’ine uzattı. Kelimeler yine kifayetsiz kalmıştı. Paketi açtı ve gözleri dolu dolu oldu. Hiç hayatında böyle bir gerdanlık görmemişti. Usulca paketinden çıkardı ve bir çırpıda boynuna takıverdi. Kıyafetiyle ne de uyumlu olmuştu. Üzerindeki onca cam boncuk arasında üç turuncu cam boncuk ilgisini çekti. Sorduğunda onların eşini, kendisini ve oğulları Sultan Selim’i temsil ettiğini öğrendi. Mimar Sinan özel olarak Efruze’ye yaptırmış, Kanuni’ye vermek kalmıştı. Duyguları o an daha da katlandı. Eşine sarıldı sonra beraberce kalabalığa karıştılar.
Onlar ermiş muradına, biz kalalım sağlıcakla...
(1506 yılında doğan Hürrem Sultan, Kanuni Sultan Süleyman'ın eşi ve Sultan II. Selim'in annesidir. Aslen Rus olan Roxelanne, Hürrem ismini sarayda alır. 15 Nisan 1558 yılında vefat etmiş, Süleymaniye Camii'ne defnedilmiştir. İstanbul'un en büyük ve görkemli hamamı olan Hürrem Sultan Hamamı, Hürrem Sultan, Mimar Sinan'a yaptırmıştır.)
E
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder